bazen daralıyorum, böğrüme fil oturuyor,
çevremdekiler anlıyor öyle zamanları , tutmuş yine damarın diyorlar …..
ya uzun yürüyüşlere vuruyorum kendimi yada şehirden tanıdık yüzlerden her şeyden kaçmak istiyorum…
işte o zamanlardayım ..
kısacası benim seyahatim geldi…
hayaller Rodos hadi olmadı sakız ….
kültürden uzaklaşmadan, dil ve yüzlerden uzaklaşmak en güzelidir…
hem oralısındır , hem de yaban …
tıpkı kendi şehrine turist olmak gibi ….
bak Rodos çarşısı aynı Kemeraltı, ama ardından kahve içene fal bedava diye bağıran yok …
Galiba bizi en çok kendi insanlarımız bıktırdı …
bu ara en çok kullandığım cümle ; BİR TATLI HUZUR ARKADAŞIM ….
Tam da böyle bir şey…
serin serin essin, müzik olsun, kitap olsun…
akşam üstü serinin de tarihe karışmak gibi yok ……
bir köşe , köy kahvesinde frappenin tam zamanı ……
LİNDOS …..bir adaya aşık olacaksanız , o ada kesinlikle RODOS ….
bütünü sevemeyenlerden iseniz o adanın en aşık olunası köşesi kesinlikle LİNDOS ….
neyse özetle hayaller Rodos , gerçekler çalışma ofisi, toplantı, umutsuz insanlar, noolacak bu memleketin hali konuşmaları….ben çalışsam iyi olacak 🙂