Halfeti, 2000 yılında Birecik Barajı’nın yapılmasıyla Fırat Nehri suları altında kalmış.her bir yanı su basarken, aşağıda bir şehrin olduğunu kanıtlarcasına dikilen cami minaresi kalmış Halfeti’den geriye.
Üzerinde tekneyle dolaşırken içi acıyor insanın , oradaki insanların hayatları,geçmişi, anılarının üzerinde dolaşıyorsunuz .
halfeti

Aslında Halfeti ile ilgili konuşmak bunca tarihin karşısında bana düşmez, ama dilden dile bu zamana kadar uzanan hikayeleri ben de bir sonraki zamana aktarabilirim 🙂
urfa

Halfeti Efsaneleri
Tarih boyunca adı Rumkale’yle birlikte anılan Halfeti’nin adının ölümsüz bir aşktan kaynaklandığı kabul ediliyor. Söylenceye göre birbirlerini delicesine seven Halil ve Fatma adında iki gencin kavuşmasına aileleri engel olmuş. Bunun üzerine Halil ile Fatma el ele tutuşarak kendilerini Fırat’ın azgın sularına bırakmış. Onların anısına o tarihten sonra ilçe Halil ile Fatma’nın kısaltılmış hali olan “Halfeti” adıyla anılmaya başlamış.

Nergis Efsanesi ;
*Rivayet edilir ki Rumkale beyinin Nergis adında bir oğlu varmış. Nergis o kadar güzelmiş ki onu gören tüm kızlar ona âşık olurlarmış. Ne var ki aşklarına karşılık görmeyen kızlar buna dayanamayıp intihar ederlermiş. Fakat Nergis buna anlam veremezmiş. Ta ki bir gün kaleye düşmanlar saldırana kadar. Kale beyi, oğlunu korumak ve kaçırmak için kalede bulunan su kuyusuna götürmüş. O anda kuyu suyu o kadar berrakmış ki Nergis suyun aksinde kendini görüyor ve kendine âşık oluyor. Tam suyun aksinde âşık olduğu görüntüye ulaşmak isterken suda boğuluyor ve orada bir çiçek açıyor. Adına da ‘Nergis’ deniyor. Yine rivayet odur ki, dünyanın hiçbir yerindeki nergisler Halfeti’de koktuğu kadar güzel kokmazmış.

Siyah gül efsanesi ;
Halfeti’de sular altında kalan Ulu Cami’nin Ermeni ustası olan Asadur’un, Vartuhi adında çok güzel bir kızı varmış.Vartuhi evlerinin avlusunda Halfeti’nin en güzel kırmızı güllerini yetiştiriyormuş. Annesi doğarken ölmüş olan Vartuhi,Asadur ustanın dünyadaki tek varlığıymış.
Nehrin karşı kıyısında da güvercin ve keklik yetiştiren ,Müslüman bir delikanlı varmış.Bu genç,bir gün kaçan güvercinin peşinden koşarak, Vartuhi’nin güllerinin bulunduğu Asadur ustanın avlusuna gelmiş.Bu delikanlı, burada çok güzel bir kız olan Vartuhi’yi görünce aşık olmuş.Bu gençte çok yakışıklıymış. Bu İki genç daha sonra tanışarak birbirlerine aşık olmuşlar ve buluşmaya başlamışlar.Vartuhi’nin babası daha sonra bunu öğrenir.ve kızının bununla evlenmesine karşı çıkar.Çocuklar birbirlerini çok sevmektedir.ve artık ayrılacak gibi değillerdir.Artık babası Asadur’un baskısına dayanamayan ve birbirlerini çok sevipte kavuşamayacaklarını anlayan bu iki genç, kendilerini Fırat’ın sularına atarak intihar etmişledir. Ve derler ki; bu iki gencin ölümünden sonra Halfeti’deki tüm kırmızı güller siyaha dönüşmüş.Artık bu güller Halfeti’den başka yerde yetişmezmiş.

Bir diğer KARAGÜL EFSANESİ ise ;
Karagül Şeytanın gülü olduğundan kimse dokunmazmış bu güle ancak bir gün halktan bir kıza madalyon olarak gözükmüş bu gül. Kız bu madalyonu sahibine vermek için aldıktan sonra tüm halk kızı cadı olarak görmeye başlamış. Bu masum kızı yok etmek için çarmıha germişler. Şeytan, kızı çarmıhtan kurtarmaya çalışsa da halkın taşlamasından kurtaramamış. Kız oracıkta can vermiş. Şeytan da herkesin aşkını simgeleyen kırmızı gülün dünyanın her köşesinde yetişebileceğini ancak onun aşkının bu “kara gül” ile sadece kızın öldüğü bu toprakta acı bir iz olarak kalacağını söylemiş.

Bu arada önemli not gülün sadece orada siyah yetişmesinin sebebi ise iklim ve hava koşullarıymış.

halfeti camii

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz