Şimdi yemek yazmayı gezdim tozdum süperdi demeyi çok isterdim ama diyemiyorum….

bu ara böyle hiç canım istemiyor….

ne keyifsiz günler yaşıyoruz, kime baksan aynı tat, aynı doku….

bir sürü ego arasında gün yaşıyoruz, ne gerek var, kaprise 

tribe ?

herkes işine baksa ya, kendi eksiğimizi bilip onu 

 

tamamlamaya çalışsanız ya, neden diğerlerini daha çok 

 

eksiltiyorsunuz?

bu uzun zamandır böyle ….

ee napıcaz o zaman ?

önce gerçeği doğru tespit edeceğiz, sonra o gerçeklik üzerine kendi gerçeğimizi inşa edeceğiz….

yani bir çeşit, var olana alışma durumu …

hep şikayet edenlere sinir oluyorum, genelde de yüzlerine söylüyorum, ya sev , ya terk et arkadaşım….

ne kabız bir millet olduk…

resmen ağlayarak beslenen insanlar topluluğu…

çözüm yok, ama dert çok….

bir ip ucu vereyim mi?

en kolayından başla sorunu çözmeye sırala , kategorize et, bir gün gelir hafiflersin 🙂

mesela ben en çok ütü krizlerimde böyle yapıyorum:)

ne alaka demeyin , hayatımın en önemli sorunu ütü….:) 

hafta sonu ev temizleyip ütü yapacağım diyorum, ev temizleniyor ütüye gelince vazgeçiyorum…

bir süre sonra stoklar tükeniyor 🙂

işte o zaman iş başa düşüyor 

önce tşirtler , sonra kot pantolonlar derken bitiyor….

hele şimdi yeni bir taktik geliştirdim, ütülenecekleri çamaşır askısının farklı kısmına asıyorum, katlanıp dolaba yerleşecekleri farklı kısma 🙂

sevmediğim şeyleri yapabilmenin yollarını arıyorum 🙂 

kaçınılmaz anladım artık, zevk almaya çalışıyorum….

aaaa konu nereden nereye geldi aslında özet şu ; enerji emiciler , ağlayıp durmayın  sevin ya da terkedin  🙂 

Koca dünya yetmiyor mu?
Hayat aslında o kadar basit ki; gülümseyin, bulaştırın
🙂

VDBİR DE MÜZİK BENDEN 😉